Slider

Tema resimleri kelvinjay tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.

VİDEOLAR

ÖĞRENCİLER İÇİN

ÖĞRETMENLER İÇİN

FİLM ÖNERİSİ

UYGULAMALAR

VELİLER İÇİN

KARİKATÜRLER

Karikatür: Satranç


Pisagor'un Adalet Kupası


          M.Ö. 570-495 yılları arasında yaşamış İyonyalı matematikçi ve filozof Pisagor'un bilime yaptığı katkılardan çoğunu biliyorsunuzdur.
  • Matematik ve astronomiye katkıları olmuştur.
  • Ürettiği bağıntıya Pisagor bağıntısı adını vermiştir.
  • Pisagor, teoremi ile irrasyonel sayıları buldu.
  • Müziğin matematiksel oranlara indirgenebileceğini ortaya koymuş ve diatonik skalayı keşfetmiştir.
  • Günümüzde bazı bilim adamlarının çok sıcak baktığı “kürelerin müziği” adıyla bilinen “kürelerin armonisi” önermesini ortaya atmıştır.
  • Müzikle tedavi çalışmalarıyla tıbba katkıda bulunmuştur.
  • Bir iddiaya göre, Dünya’nın yuvarlak olduğunu ve ikili bir hareket içinde olduğunu biliyordu ve bunları yalnızca inisiyelerine açıklamıştı ki, bu açıklamaları, ezoterik doktrin yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılarak bu bilgilerin kabulünde rol oynamıştır.
  • (3,4,5) ve (5,12,13) özel üçgenlerini bulmuştur.
  • Çarpım tablosunu ilk olarak o kullandı.
  • İçine konulan içeceği adeletli dağıtılmasını sağlayan bir tür kupayı okulunda kullandı.

          Ünlü düşünür bu kupayı 2 bin 500 yıl önce bulmuştur. Ters çan biçimdeki kupanın tabanı deliktir ve içerisinde mürekkep hokkasına benzeyen bir yapı bulunur. Tabanındaki deliğe rağmen belirli bir sınıra kadar içindeki sıvı bu delikten sızmaz. Ne zaman ki içindeki sıvı kupanın sınır çizgisini aşarsa o zaman kupanın içindeki sıvının tamamı akıp gider. Pisagor'un Adalet Kupası'nın çalışma prensibi sifon mekanizmasına dayanır ve çalışma ilkesi akışkanlar prensibi ile açıklanır.

          Pisagorculuk akımının kurucusu olan Pisagor'un bu kupayı müritleri için yaptığı biliniyor. Samos Pisagorlarına ödünç verilen bu kupa, her müridin eşit miktarlarda şarap içmesini garanti eder. Müritler kupayı sınır seviyeye kadar doldurursa, içkisinin tadını huzur içinde çıkarabilir. Ancak oburluk sergiliyorsa, kupa içindeki içeceği dipten dışarı sızdırmaya başlar. Açgözlü insanları bu şekilde dizginleyen Pythagorean/Pythagoras Cup olarak bilinen kupaya Greedy Cup (Açgözlü Kupası) da denir.

          Pisagor'un bu adalet kupasıyla verdiği çok önemli ve anlamlı mesaj ise:
İnsan bazen yaşamın sunduklarıyla yetinmeyi bilmeli. Zira daha fazlasını arzularken elindekiler de kayıp gidebilir.
          Pisagor Kupası üzerinde su ve civa ile yapılan deneyi ve kupanın nasıl çalıştığını / çalışmadığını görebilirsiniz.

Mangala Nedir? Nasıl Oynanır?


          Mangala, 17. yüzyılda dünyanın Türklerden öğrendiği, geçmişte Türklerin Köçürme adıyla oynadığı, dünyadaki yaygın adıyla Mankala/Mancala, 4 bin yıllık Türk zeka ve strateji oyunudur. Mangala kelimesi, Kaşgarlı Mahmut'un Divan-ı Lügat’it Türk'de sözünü ettiği Köçürme (göçürme/göç ettirme) kelimesinin Arapçasıdır. Metin And bu sözcüğün taşların sıralanışı düşünülerek Türkçede en küçük askeri birlik için kullanılan manga sözcüğünden veya taşların konulduğu çukurlar düşünülerek mangal sözcüğünden türetilmiş olabileceği yorumunda bulunmaktadır.

          16. yüzyıldan başlayarak Türk minyatürlerinde mangalaya ait tasvirler yer almıştır. Ülkemizi ziyaret eden yabancı seyyahlar Türklerin bu oyunu uzun süreler sıkılmadan sakinlik içinde oynadıklarını söylemişlerdir.

          Mangala'nın ortaya çıkışı ise ilginç bir hikayeyle tesadüfi olarak gerçekleşir. Serdar Asaf ve Serkan Aziz Ceyhan adlı iki kardeş 2007'de Türk Kahvesi ve kahve kültürü üzerine çalışmalar yapmaya başlar. Bir makalede geçen "Dünyanın ilk kafe'si Şems ve Hakem tarafından İstanbul'da açılmıştır" sözü üzerine ilk kafeyi ilk yerinde açabilmek için harekete geçerler. Ancak 16. yüzyıl Osmanlı minyatürleri üzerindeki bir detay onları bambaşka bir serüvene sürükler. Tüm dünyada kahve kültürünü anlatan sadece iki görsel kaynaktan biri olan, 1582 yılında Sultan Ahmet Meydanı'nda Şehzade Mehmed'in sünnet düğününü resmeden minyatürde bu oyunun oynandığını keşfederler. Mangala oyununun ilk delil fotoğrafı olan minyatür, şu an Topkapı Sarayı deposundadır.

          Bu geleneksel oyunla ekran kullanım süresinizi artırabilir veya daha kaliteli hale getirebilir, her yaştan insanla sosyalleşebilir, turnuvalarına katılabilirsiniz. Oyun, görme engellilere, ceza evlerinde ve huzur evlerinde kalan kişilere de ulaşmaya başladı ve Etnospor tarafından desteklenen etkinlikte 250 bin kişi kişinin oynadığı bu oyunu iki buçuk dakikada öğrenebilirsiniz ve buradan online oynayıp kendinizi geliştirebilirsiniz. Hatta yumurta kutusu ve fasulye taneleriyle kendi mangalanızı yapabilirsiniz :)


MANGALA NASIL OYNANIR?
  • Türk zeka ve strateji oyunu mangala 2 kişi ile oynanır. 
  • Oyun tahtasının üzerinde 12 tane küçük kuyu ve 2 tane de büyük kuyu (hazine) bulunur. 
  • 48 adet taş vardır ve taşların renkleri önemli değildir.
  • Her oyuncunun önünde bulunan 6 küçük kuyu, o oyuncunun bölgesidir. Karşısında bulunan 6 küçük kuyu rakibinin bölgesidir.
  • Her oyuncu, sağ tarafındaki hazinede taşlarını toplar. Sol tarafındaki hazine rakibinindir.
  • Oyunun amacı; hazinede en çok taşı biriktirmeyi başarmaktır.
  • İki oyuncu da 24 taşı her bir kuyuya 4’er adet olmak üzere 6 küçük kuyuya dağıtıp oyuna kura ile başlarlar.

1. TEMEL KURAL: İlk hamleler ve herhangi bir kuyuda 1 taş varsa
  • Başlama hakkı kazanan oyuncu kendi kuyularından birinden 4 taşın tamamını alır.
  • Taşları aldığı kuyuya 1 taş bırakıp saat yönünün tersine yani sağa doğru her bir kuyuya birer  taş bırakarak elindeki taşlar bitene kadar dağıtır.
  • Elindeki son taş hazinesine denk gelirse, oyuncu tekrar oynama hakkı kazanır. Denk gelmez yani kendi bölgesindeki 6 küçük kuyuya veya rakibin bölgesine geçerse sıra rakibe geçmiş olur.
  • Oyuncunun herhangi bir kuyusunda 1 taş varsa, sırası geldiğinde bu taşı sağındaki kuyuya taşıyabilir.
2. TEMEL KURAL: Kendi bölgendeki boş bir kuyuya elindeki son taş denk gelirse

  • Oyuncu taşları dağıtırken elinde kalan son taş, yine kendi bölgesinde yer alan boş bir kuyuya denk gelirse ve eğer boş kuyusunun karşısındaki kuyuda rakibine ait taş varsa, hem rakibinin kuyusundaki taşları hem de kendi boş kuyusuna bıraktığı taşı alıp hazinesine koyar ve hamle sırası rakibine geçer.
3. TEMEL KURAL: Rakip bölgesindeki kuyulara taş bırakma (Çift Kuralı)
  • Hamle sırası gelen oyuncu kendi kuyusundan aldığı taşları dağıtırıken hazinesine de bıraktıktan sonra elinde taş kaldıysa, rakibinin bölgesindeki kuyulara da taş bırakmaya devam eder. Oyuncunun elindeki son taş, rakibinin bölgesinde denk geldiği kuyudaki taşların sayısını çift sayı yaparsa (1 ise 2, 3 ise 4, 5 ise 6, 7 ise 8 gibi) oyuncu bu kuyuda yer alan tüm taşların sahibi olur ve onları kendi hazinesine koyar ve hamle sırası rakibine geçer.
4. TEMEL KURAL: Kendi bölgendeki kuyuları önce bitirmeye bak

  • Herhangi bir oyuncunun bölgesinde (kaybedenin de kazanın da bölgesi olabilir) yer alan taşlar bittiğinde oyun biter. Kendi bölgesindeki taşları ilk bitiren oyuncu, rakibinin bölgesinde bulunan tüm taşları da kazanır. Bu kural nedeniyle, son ana kadar oyunu kimin kazanacağı belli değildir ve oyunun dinamiği son ana kadar hiç düşmez. Kimin hazinesinde 24 ten fazla taş var o kazanmış olur ve 1 puan alır. 24 er tane ise beraberlik sayılır ve her iki oyuncu da 0.5 puan alır.
  • Mangala Oyunu 5 set olarak oynanır.

L'Hospital Kuralı ve Ardında Yatan Sır

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvUkvXZuSRNrsS8VVE8qv-f9DM7ODoB_erzve3K23d27dbPRSXegRcy0ezfQ3wCLuDTl-0CpYn3eaZrfCwzujpnRwBGdvOiy0Oey14JgvyRlvPfxrwMcEr_wFcEhd0XcsRiK8b4YykSHhh/s1600/l+hospital+kural%25C4%25B1.png

          Limiti alınacak fonksiyonlar için lim_(x->c) , lim_(x->c^-) , lim_(x->c^+), lim_(x->infty) ya da lim_(x->-infty) olduğunu varsayalım.

          lim f(x)  lim g(x) limitlerinin her ikisi de "0" veya her ikisi de+/-infty ise (0/0 veya sonsuz/sonsuz belirsizliği) ve fonksiyonlar limitlerinin incelendiği noktada türevlenebiliyorsa,

           lim(f(x))/(g(x))=lim(f^'(x))/(g^'(x)).

          Limit alırken 0/0 veya /∞  belirsizliğiyle karşılaşılan sorularda çarpanlara ayırma, sandviç teoremi veya grafiklerinden yararlanarak sonucu bulacağınız sorularda bu kural ile türev kullanılarak pratik bir şekilde limit değerine ulaşabilirsiniz. Bu ilaç gibi kuralın adı L'Hospital Kuralı'dır. Le Hospitıl diye değil LÖPİTAL şeklinde telafuz edilir. Hatta L'Hopital's Rule diye de karşınıza çıkabilir. Kural adını 1661-1704 yılları arasında yaşayan fransız matematikçisi Guillaume de l'Hôpital'in soyadından alır. L'Hospital Kuralı'ndan ilk kez 1692'da yazıp 1696'da yayımladığı "Analyse des infiniment petits pour l'intelligence des lignes courbes" adlı kitabında bahsetmiştir. Ayrıca bu kitap diferansiyel analiz üzerine yazılmış ilk ders kitabıdır. l'Hopital, eserinin başında Leibniz ve Bernouilli kardeşlere (diğer kardeşler Jacob ve Daniel Bernoulli) teşekkür etmiştir. İşte asıl hikaye burda başlıyor:



          Bu çok önemli kuralın adı aslında Bernaulli Kuralı olmalıymış. l'Hopital'in ölümünden sonra Johann (Jean/John) Bernouilli, bu kuralın ve kitaptaki pek çok sonucun kendine ait olduğunu iddia etmiştir. Bernoulli'ye göre;
       
          1694 yılında l'Hôpital Bernoulli'ye her yıl 300 Frank (yaklaşık 1200 TL çok değil:) ödeyeceği ve Bernoulli'nin çalışmalarından ve keşiflerinden bilgi sahibi olacağı bir anlaşma yapmıştır. Daha sonra Bernoulli'den edindiği bilgileri kendi yazdığı kitaplarda kullanmıştır. Bernoulli'nin bu iddiası ise 1922 yılında doğrulanmıştır. Ayrıca l'Hopital kitabının ön sözünde borcunu kabul etmesine rağmen Bernoulli yaptığı katkılar için yeterince itibar göremediğinden şikâyet etmiştir:
Birçok kişiye borçlu olduğumun farkındayım. Bernoulli’nin kavrayışı, özellikle Groningue’de profesör olan genç John’a. Bay Leibniz’in keşiflerinin yanı sıra onların keşiflerini de gayri resmi bir şekilde kullandım. Bu sebepten ötürü kendimi onların istedikleri kadar hak iddia etmelerine razı ettim ve bana bırakmaya karar verecekleri şeyler için kendimi memnun edeceğim.

          Bernoulli'nin bu iddiası doğrulanmış olsa da bu önemli kuralın adı hala Guillaume de l'Hôpital'in adıyla yaşamakta...

Türk Matematikçi Cahit Arf'ı Tanıyalım


          1910 yılında Selanik'te dünyaya gelen Cahit Arf, 1912 yılında henüz iki yaşındayken patlak veren Balkan Savaşı yüzünden, ailesi ile birlikte göç ederek İstanbul’a yerleşir, ordan da İzmir'e. Henüz 5. sınıfta iken genç bir öğretmeninin onun matematiğe ilgi duymasını sağlamasıyla matematikteki sonsuzluğu, sınırsızlığı keşfedip ölümsüzleşeceği serüvenine işte böyle başlıyor.

İlk önce İstanbul’a sonra İzmir’e taşındık. İzmir Sultanisi’nde beşinci sınıfta bir öğretmene rastladım. Aslında öğretmen değildi. Liseyi bitirmiş, İstanbul’a gidip dişçi olacak, bunun için paraya ihtiyacı var; parayı biriktirmek için öğretmenlik yapıyor. Bu genç benimle ilgilendi, çünkü gramerim çok iyiydi, lineer sistemlerle icra edilen problemleri de çözebiliyordum. Bana Euclid geometrisinin ilk teoremlerini ispat ettirdi. En sonuncusu da Pisagor teoremiydi. Bunu beceremedim ve kendisine söyledim. Bunun üzerine bana o anlattı. Bu adam sayesinde ben matematikle ilgilenmeye başladım O dönemler matematiğe pek hevesim yoktu. Güçlü tarafım gramerdi. Bir başka merakım da resim yapmak, Vatan-Millet-Sakarya yazıları okumak… O zaman İstiklal Harbi’ni yaşayan her genç çocuk böyleydi zannediyorum.

          Matematiksel yeteneğinin ailesi ve öğretmenleri tarafından fark edilmesiyle liseyi Paris’teki St.Louis Lisesi'nde okumak üzere ailesi tarafından Fransa’ya gönderilmiş ve 3 yıllık lise öğrenimini 2 yılda tamamlamıştır.

Liseye geçtiğim zaman ben matematik dersine hiçbir kitaptan çalışmazdım. Dersi dinlerdim, fakat not almazdım. Yine imtihanlarda hiç ders çalışmama lüzum yoktu, çünkü arkadaşlar hep gelip soru sorarlardı bana. Lisenin orta kısmını böylece arkadaşlarımın sorularına cevap vererek geçirdim ve ailem kabiliyetimi hocalardan duydu.

          Türkiye’ye döndüğünde hükümet tarafından Avrupa'ya gönderilecek öğrenciler arasına sınavla seçilen Cahit Arf, ayağının tozuyla Fransa’ya geri dönüp birçok bilim adamının yetiştiği okul olan École Normale Supérieure’e kaydolmuştur. 1932'de yükseköğrenimini tamamlayıp Türkiye'ye geri dönen Arf, bir süre Galatasaray Lisesi’nde matematik öğretmenliği yapmış ve 1933'te doçent adayı (profesör yardımcısı) olarak İstanbul Üniversitesi Matematik kürsüsüne geçmiştir.


           1937 yılında doktorasını yapmak üzere Almanya’da Göttingen Üniversitesi Matematik Bölümü’ne giren Cahit Arf, burada Alman matematikçi Helmut Hesse'nin doktora öğrencisi olur. Matematik dehalarının bile çok zor dediği “non-commutative Class Field” konusu üzerinde tek başına çalışmış ve bir buçuk yıl içinde 1938’de doktorasını tamamlamıştır. Bu çalışmadan elde ettiği sonuçların bir kısmını da hocası Helmut Hesse ile beraber çalışıp "Hesse-Arf Teoremi" (Hesse-Arf Teorem) olarak anılan teoremi matematik literatürüne kazandırmıştır. Bu çalışması 1939'da Almanya’nın ünlü matematik dergisi Crelle Journal'da yayınlanmış ve Cahit Arf’ı dünyaya tanıtmıştır. Cebir, sayılar teorisi, esneklik teorisi, analiz, geometri ve mühendislik matematiği gibi çok çeşitli alanlarda yaptığı çalışmalarla matematiğe temel katkılarda bulunan Arf, 20'den fazla özgün yayın vermiştir. Cebir konusundaki çalışmalarıyla dünyaca ün kazanan Cahit Arf, sentetik geometri problemlerinin cetvel ve pergel yardımıyla çözülebilirliği konusunda yaptığı çalışmalarla da tanınmış, cisimlerin kuadratik formlarının sınıflandırılmasında ortaya çıkan değişmezlere ilişkin "Arf Değişmezi" (Arf Invariant), "Arf Halkaları" (Arf Rings) ve "Arf Kapanışı" (Arf Closure) gibi literatürde kendi adıyla anılan çalışmalarıyla matematik dünyasının önde gelen bilim insanları arasında yer almıştır. Artık "ARF" adı “sin (sinüs)”, “cos (kosinüs)” gibi 3 harfli matematik simgelerinden biri haline gelmiştir.

          1938'in sonunda Türkiye'ye geri dönen Arf, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde 1943'te profesör, 1955'te ordinaryüs profesörlüğe yükselmiştir. Ayrıca 1943'te İnönü Armağanı’nı almıştır. Prof. Dr. Erdal İnönü, Cahit Arf hakkında şöyle demişti;

Cahit Arf'ın önemli bir özelliği, her şeyin aslını anlamaya çalışmak olmuştur. Birisi bir konuşma yaparken, anlamadığı yeri hemen sorardı. Hiçbir şeyden çekinmezdi, onun için önemli olan anlamaktı; bilime değer veren bir insan olarak anlamak, araştırıcı zekasını kullanarak olayların nedenini anlamak...

          1962 yılına kadar üniversitede çalışmalarını sürdürecek olan Cahit Arf, o yıllarda bir yıllığına misafir profesör olarak Maryland Üniversitesi'ne gitmiş ve ayrıca Mainz Akademisi muhabir üyeliğine seçilmiştir. 1960 yılında Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi'ni kurmak üzere görevlendirilen Arf, 1962'de İstanbul Üniversitesi'ndeki görevinden ayrılmış ve bir yıl kadar Robert Koleji'nde ders vermiştir.


           Daha sonra gittiği Amerika Birleşik Devletleri'nde araştırma ve incelemelerde bulunmuş; Kaliforniya Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. Türkiye'de yaşamak istemesi üzerine kendi isteğiyle 1967 yılında Türkiye'ye dönmüş ve kısa bir süre sonra Kanada ve Amerika'daki üniversitelerden konuk öğretim üyesi olarak teklifler almıştı. Ancak kendisi bu tekliflere cevap veremeden Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ne atandığı ve uçak biletinin yolda olduğu bilgisinin verildiği bir telefon almıştı. Böylece 1967'de Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyesi olmuştu. ODTÜ'de bulunduğu zamanlarda yeni ve farklı bir üniversite modelinin ortaya çıkması için çaba gösteren Arf, 1980 yılında emekli oldu. ODTÜ Matematik Bölümü'nde her sene Arf adına ve anısına özel bir konferans düzenlenmeye devam etmektedir.

           Emekli olduktan sonra da TÜBİTAK'a bağlı Gebze Araştırma Merkezi'nde çalışmalarını sürdürdü. TÜBİTAK'ın kurulmasında ve gelişmesinde büyük emekleri olan Cahit Arf, 1963-1967 ve 1967-1971 yıllarında TÜBİTAK'ın Bilim Kurulu başkanlığını yapmıştır. Arf, matematiğe yapmış olduğu köklü katkılarından dolayı 1974'te TÜBİTAK Bilim Ödülü'ne layık görülmüştür.

           1980'de İTÜ ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Onur Doktorası, 1981'de de ODTÜ Onur Doktorası'nı almıştır. İleri düzeyde araştırmalar yaptığı Halkalar ve Geometri üzerine ilk konferanslar 1984'te İstanbul'da yapılmıştır. 1985-1989 yılları arasında da Türk Matematik Derneği'nin başkanlığını yürütmüştür. 1990’te Cahit Arf'ın onuruna Sayılar Teorisi üzerine uluslararası bir sempozyum düzenlenmiştir. 1993’te Türkiye Bilimler Akademisi Şeref Üyeliği'ne seçilen Cahit Arf, 4 Şubat 1994’te de Fransa’da Commandeur des Palmes Académiques Ödülü'ne layık bulunmuştur.

           Her gün 10 Türk Lirası'nın üzerinde fotoğrafını gördüğünüz Cahit Arf'ı bir yazı ile açıklamanın mümkün olmadığını biliyoruz. Adını matematiğe vermiş böylesine kalıcı izler bırakan bu bilim insanını anlamak için düşüncelerini anlamak gerek. 26 Aralık 1997'de ağır bir kalp hastalığı nedeni ile vefat eden Ord. Prof. Dr. Cahit Arf'ı ölümünün 20. yıldönümünde şu sözlerini okuyarak saygıyla analım;

Yayılmasını istediğim bir şey var: Çocuklarımızı bellemekten (ezberlemekten) kurtarmak, anlamaya çalışmalarını sağlamak. Bazı gençlere böyle bir etki yaptığımı ümit ediyorum. Bizde okullarda durum hala böyle değil. Belletiyorlar. Şimdi önemli olan kolay ve çabuk kazanmak. Bizim memleketimizde insanlar bilgiyi satmak için kullanıyorlar; neşretme amacı da bu. Oysa bilim bu değil. Bilim algılarımızı tasnif edip, kavramlar haline getirip, bu kavramları neden-sonuç ilişkisiyle organize etmektir.

Hazırlayan: Canan AKARCA KUZU
Sitemizde yayınlanan içeriklerin tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Üstel Fonksiyon ile Logaritmik Fonksiyon Arasındaki İlişki


          Üstel fonksiyon, ax şeklindedir, burada taban a pozitif değere sahip bir sabittir ve üst x değişkendir. Çoğunlukla kullanılan ex veya exp(x) sembolleriyle gösterilen şeklidir. Burada e, yaklaşık değeri 2,718 olan Euler sayısını temsil eder, x ise gerçel ya da karmaşık bir değişkendir. Kuvvet fonksiyonunun tersine, değişken tabanda değil üstte olduğu için bu fonksiyona üstel denir.

          Logaritma, üstel işlevlerin tersi olan bir matematiksel işlevdir. Örneğin 1000'in 10 tabanına göre logaritması 3'tür çünkü 1000, 10'un 3. kuvvetidir,1000 = 10 × 10 × 10 = 103.
Daha genel bir ifadeyle
{\displaystyle x=b^{y}\Leftrightarrow log_{b}(x)=y}

          Tabanın 10 olması durumunda işlev, onluk logaritma ya da genel logaritma olarak adlandırılır. Onluk logaritmanın fen ve mühendislikte pek çok kullanım alanı vardır. Taban e sayısı olursa buna doğal logaritma denir. Doğal logaritma, soyut matematikte çok sık kullanılır. Bir diğer logaritma şekli de ikilik logaritmadır, bilgisayar biliminde önemli bir yere sahiptir.

          Logaritma 17. yüzyılın başında John Napier tarafından hesaplamaları kolaylaştırmak için oluşturuldu. Denizciler, bilim insanları, mühendisler ve daha hızlı hesap yapmak isteyen kişiler tarafından hızlıca benimsenen logaritma, hesap cetvelleri ve logaritma tabloları aracılığıyla kullanılabiliyordu. Uzun zaman alan çok basamaklı çarpma işlemleri logaritmanın şu özelliği sayesinde oldukça kolaylaştı:
{\displaystyle \log _{b}(xy)=\log _{b}(x)+\log _{b}(y).\,}

          Logaritmanın bugünkü yazım şekli 18. yüzyıla dayanır. Leonhard Euler logaritmanın üstel işlevlerle olan ilişkisini keşfetmiş ve bugünkü yazımı oluşturmuştur.

          Üstel Fonksiyon ile Logaritmik Fonksiyon birbirinin tersidir. Bunu fonksiyonların grafiklerinin y=x doğrusuna göre simetrik olduklarını bir matematik yazılımı kullanarak gösterelim:

      Aşağıda GeoGebra ile oluşturulmuş grafikte a sürgüsünü hareket ettirerek fonksiyonlardaki değişimleri görebilirsiniz. Büyük halini görüntülemek için tıklayınız.

Dinamik Matematik Yazılımı: GEOGEBRA


          GeoGebra, ilköğretimden üniversiteye kadar, öğrencilerin matematiği daha iyi anlamaları için geliştirilen çok-platformlu bir dinamik matematik yazılımıdır. 2001 yılında Salzburg Universitesi’nde yüksek lisans öğrencisi olan Markus Hohenwarter’ın tezi için geliştirilen GeoGebra, 62 dile çevrilip 190 ülkede öğrenciler, öğretmenler ve araştırmacılar tarafından kullanılmaktadır. Türkçe'ye Erol Karakırık, Mustafa Doğan ve Süleyman Cengiz tarafından çevrilmiştir. Diğer benzer yazılımlarından farkı sürekli kendini yenileyen, açık kaynak kodlu ve ücretsiz erişilebilen bir yazılım olmasıdır.

           "The world’s favorite dynamic mathematics software. Learn. Teach. Share." sloganıyla öğretmen açısından öğretmeyi ve öğrenci açısından öğrenmeyi kolaytıran bir platformdur. WebStart seçeneği ile yazılımı anında kullanıp çevrimiçi materyaller oluşturabildiğiniz gibi bilgisayarınıza veya mobil cihazınıza indirip hem çevrimdışı kullanabilir hem de yanınızda taşıyabilirsiniz.

           GeoGebra ile neler yapabilirsiniz? Neden GeoGebra?
  • Grafik hesap makinesi ile fonksiyon grafikleri oluşturup girdileri değiştirerek fonksiyonların özelliklerinin keşfedilmesini sağlayabilirsiniz. Noktalar, vektörler, doğrular, fonksiyonların türev ve integrallerini bulabilisiniz.
  • 2 boyutlu ve 3 boyutlu çizimler yapabilirsiniz.
  • Sürükleme özelliği sayesinde geometrik şekillerdeki değişimler kolayca fark edilir.
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjATq8ZGamFMMvUGwz7QCWYAO4N39LKiJ1FaYhthwN6GYfCOhUhqvu_QvmFjo37lSzwvxlvAUWRpOBAHxSiRpNeeiQbl_9waAZbOPmgefMkn22_Vwx_CS6BMZ3mNLDavXVlu-ZK8Ul8PgV7/s1600/Geogebra+Fonksiyon+Grafikleri.png

  • Akıllı tahtayla birlikte kullanmak matematiğin anlaşılabilirliliğini artırır.
  • Öğrencilerin kavramsal anlayışlarını ve problem çözme becerilerini geliştirir.
  • Yapıların renkleri, şeffaflıkları, kalınlıkları istediğiniz gibi değiştirip resim ekleyebilirisiniz.

          Hem üniversitede derslerde detaylı öğrenip içerikler hazırladığım için hem de kendim saatler geçirmekten keyif aldığım bir program olduğu için kullanımının oldukça pratik ve eğlenceli olduğunu ve her öğretmenin kullanması gereken bir program olduğunu söyleyebilirim. GeoGebra kullanımı ile ilgili sorularınız olursa benimle buradan iletişime geçebilir ve materyallerimi inceleyebilirsiniz.

Enigma / The Imitation Game (2014)

          Filmde, II. Dünya Savaşı sırasında Almanların Enigma makinelerinin şifrelerini kırıp savaşın 2 yıl kısalmasını ve 14 milyon hayatın kurtarılmasını sağlayan, eşcinselliği nedeniyle ölüme mahkum edilen, bilgisayar bilimcisi ve matematikçi Alan Turing'in başarı hikayesi anlatılıyor. 

           İnternetteki kullanıcıların insan mi yoksa makine mi olduğunu anlamada kullanılan CAPTCHA Turing testine dayanmaktadır. Ayrıca modern bilgisayar biliminin kurucucusu Turing, ilk bilgisayarlı santranç oyunu için algoritma programlamıştır.


           Turing Testi ile bugün her yeri kaplayan ve sürekli işittiğimiz yapay zeka kavramının temellerini atmıştır.

         Değeri geç anlaşılan bu dahi bilim insanının İngiltere'de heykeli dikilmiştir. Dikkat ederseniz elinde bir elma var. Çünkü eşcinselliği nedeniyle ya öldürülecek ya da yüksek dozda kadınlık hormonu enjekte (kimyasal hadım) edilecekti. O ikincisini seçti ve her hareketi izlenip raporlanıyordu ama bu şekilde yaşamaya dayanamayıp içine siyanür potasyum siyanid enjekte ettiği bir elmadan tek ısırık alıp (bakınız Apple logosu ve rengi:) 42 yaşında intihar etti.
          Ayrıca anısına, 1966'dan beri her yıl "kalıcı olma ve bilgisayar bilimi dünyasına önemli bir etki yapma" kriteriyle bilişim dünyasına katkıda bulunanlara Turing Ödülü verilmektedir.

2018-2019 Yeni Ortaöğretim (Lise) Öğretim Programı / Müfredatı


















        MEB, 2017-2018 yılında 9. sınıflarda uygulanmaya başlayan taslak öğretim programlarını 18 Temmuz 2017 Salı günü basın toplantısıyla ders ders açıklamıştı.
  • Güncellenen öğretim programları 20 Ocak 2018 Cumartesi itibariyle http://mufredat.meb.gov.tr internet sitesi üzerinden kamuoyu ile paylaşılmaya başlanmıştır.
  • Ortaöğretim kademesinde 27 öğretim programı bulunmakta. Yeni Öğretim Programı'nda Fen Liseleri için ayrı Matematik, Fizik, Kimya ve Biyoloji müfredatı yer alıyor.
İLK KEZ 2018-2019 YILINDA UYGULANACAK YENİ ORTAÖĞRETİM (LİSE) MÜFREDATI - ÖĞRETİM PROGRAMLARI





2018-2019 Yeni İlköğretim (İlkokul+Ortaokul) Öğretim Programı / Müfredatı

         MEB, 2017-2018 yılında 1 ve 5. sınıflarda uygulanmaya başlayan taslak öğretim programlarını 18 Temmuz 2017 Salı günü basın toplantısıyla ders ders açıklamıştı.
  • Güncellenen öğretim programları 20 Ocak 2018 Cumartesi itibariyle http://mufredat.meb.gov.tr internet sitesi üzerinden kamuoyu ile paylaşılmaya başlanmıştır. 
  • İlköğretim kademesinde 17 öğretim programı bulunmakta. Bu 17 müfredat arasında Bilişim Teknolojileri ve Yazılım (BTY) dersi yok. Fakat Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Alpaslan Durmuş bazı programların tashih girişlerinin sürdüğünü ve bugün (22.01.2018) tamamlanacağını belirtti. 
İLK KEZ 2018-2019 YILINDA UYGULANACAK YENİ İLKÖĞRETİM (İLKOKUL-ORTAOKUL) MÜFREDATI - ÖĞRETİM PROGRAMLARI

2018-2019 Eğitim-Öğretim Yılında Uygulanmaya Başlanacak Yeni Öğretim Programları / Müfredat







          MEB, 2017-2018 yılında sadece 1, 5 ve 9. sınıflarda uygulanmaya başlayan taslak öğretim programlarını 18 Temmuz 2017 Salı günü basın toplantısıyla ders ders açıklamıştı.
Güncellenen Öğretim Programları (Müfredatlar) ile ilgili MEB'in yaptığı açıklama:

          İlkokul, Ortaokul, İmam Hatip Ortaokulu, Anadolu Liseleri, Fen Liseleri, Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri, Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri, Anadolu İmam Hatip Liselerinin bütün sınıf seviyelerindeki öğretim programları Talim ve Terbiye Kurulu tarafından Temmuz 2017’de onaylanarak 2017-2018 eğitim ve öğretim yılından itibaren kademeli bir şekilde uygulamaya konulmuştur.
          2017-2018 eğitim ve öğretim yılı itibarıyla pilot uygulaması yapılan öğretim programlarına yönelik olarak daha önce de kamuoyuna ilan edildiği üzere izleme değerlendirme çalışmaları yapılmıştır.
          İzleme değerlendirme çalışmaları kapsamında ilgili paydaşlar, kamu ve özel sektör temsilcileri (öğretmen, öğrenci, dernek/meslek birlikleri/federasyonlar ve Bakanlığımız ders kitabı yazarları) ile odak grup çalışmaları yapılmıştır.
          Yapılan izleme değerlendirme çalışmalarına ilave olarak çeşitli kamu kurum kuruluşları, ile ilgililerden Bakanlığımıza ulaşan görüş ve önerileri de değerlendirilmiştir. Yapılan tespitler şeffaflık, bilimsellik ve katılımcılık ilkelerinin gereği olarak öğretim programlarına yansıtılmış, güncelleme çalışmaları tamamlanmıştır.
          Yapılan güncelleme çalışmalarında genel olarak öğretim programlarının yapısının korunmasına, özel bir özen gösterilmiştir. Bu çerçevede genel olarak öğretim programlarında redaksiyon ve tashih düzeyinde bir takım düzeltme ve düzenlemeler yapılmıştır

Atatürk'ün Geometri Kitabı


          1937 yılından önce öğrenciler metamatiği Osmanlıca terimlerle öğreniyorlardı. Daha doğrusu öğrenmiyorlar, ezberliyorlardı. Atatürk, Sivas Lisesi'ne ziyareti sırasında bir 9. sınıf öğrencisinin Geometri dersinde açı ile ilgili Arapça terimleri söylemekte güçlük çektiğini görür. Arapça ve Farsça terimlerle dolu ders kitaplarının öğrenciler açısından öğrenimi geciktireceğini düşünür. Bunun üzerine ölümünden 2 yıl önce 1936 yılının sonbaharında Özel Kalem Müdürü Süreyya Anderiman ve Agop Dilaçar'ı Beyoğlu'ndaki Haşet Kitabevine gönderir ve Fransızca geometri kitapları aldırır. Kitaplar gelince uzmanlarla beraber gözden geçirip geometri kitabının ilk çalışmalarına başlar. Kış ayları boyunca Dolmabahçe Sarayı'nda bu kitap üzerine çalışan Atatürk'ün hazırladığı kitap Kültür Bakanlığı tarafından 1937 yılında 44 sayfalık ilk Türkçe geometri kitabı yayınlanır.

          Atatürk, kitabında Farşça ve Arapça terimlere karşılık bugün kullandığımız; boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, yarıçap, kesek, kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, içters açı, dışters açı, taban, eğik, kırık, çekül, yatay, düşey, dikey, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen, çokgen, köşegen, eşkenar, ikizkenar, paralelkenar, yanal, yamuk, artı, eksi, çarpı, bölü, eşit, toplam, oran, orantı, türev, alan, varsayı, gerekçe gibi Türkçe terimleri bulmuştur. Beğenmeyenler bunların yerine kaim zaviyeli müselles, murabba, mustatil, hattı munasıf demekte özgürler.

          Kitabın yazarının Atatürk olduğu kitapta belirtilmemiş; kapağında sadece "Geometri öğretenlerle, bu konuda kitap yazacaklara kılavuz olarak Kültür Bakanlığı’nca neşredilmiştir" şeklinde bir not düşülmüştür.

          "Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi, kaidesinin irtifaına hâsıl-ı zarbinin nısfına müsavidir" yerine, "Üçgenin alanı taban uzunluğu ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir."
          "Müsellesin, zaviyetan-ı dahiletan mecmu’ü 180 derece ve müselles-i mütesaviyü’l-adla, zaviyeleri biribirine müsavi müselles demektir." yerine "Üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir ve eşkenar üçgen, açıları birbirine eşit üçgen demektir." dememizi Atatürk’e borçluyuz.

          Merak edenler için kitabın orijinali Atatürk'ün el yazısı ile Anıtkabir'dedir.

8. Sınıf Matematik MEB Kazanım Kavrama Testleri



          Kazanım testleri, Milli Eğitim Bakanlığı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından ilk olarak 2014-2015 yılında sadece 8. sınıflar için hazırlandı. 2017-2018 eğitim-öğretim yılında, Destekleme ve Yetiştirme Kursları kapsamında 5. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm öğrenciler için yayımlandı. LGS (Liseye Giriş Sınavı) ve YKS/TYT (Yükseköğretim Kurumlar Sınavı/Temel Yeterlilik Testi) hazırlığı yapan ve derslerine takviye yapmak isteyen öğrencilere önemli bir kaynak niteliğindedir. Bu sayfadan tüm yıllara ait Matematik Kazanım Kavrama Testlerine ulaşabilirsiniz.

 2016-2017 8. Sınıf Matematik Kazanım Kavrama Testleri 

 2015-2016 8. Sınıf Matematik Kazanım Kavrama Testleri 

 2014-2015 8. Sınıf Matematik Kazanım Kavrama Testleri 

Gerçek Hayat Örnekleri ile Diziler Sunumu

11. Sınıf Matematik Diziler Konu Anlatımı (Dizilere Giriş)

          Yeni bir konuya başlarken öğrencilerin dikkatini çekmek derse ayrılan sürenin çok daha verimli geçmesini sağlayacaktır. Bu nedenle "Diziler" konusuna giriş yaparken bu konunun öğrenciler için daha anlamlı olması ve hayatla ilişkili bir öğrenme gerçekleştirebilmeleri için hazırlanan sunumdan faydalanabilirsiniz.



          Sunumun içeriği: Dizinin tanımı, tanım kümesi, sayma sayıları dizisi, pozitif tek ve çift sayılar dizisi, genel terim, fonksiyon ve dizi ilişkisi (her fonksiyon dizi midir? her dizi fonksiyon mudur?), sonlu dizi, sonsuz dizi, eşit dizi, sabit dizi, artan dizi, azalan dizi, azalmayan dizi, artmayan dizi, Fibonacci dizisi (tavşan problemi, arıların soy ağacı), altın oran


Asal Sayı Bulma Programı

Lasa Sayıları


          En küçük lasa sayısı 13'tür. Peki lasa sayıları nasıl sayılardır?

          Lasa, hem kendi asal hem de rakamları tersten yazıldığında asal olan sayılar için kullanılan bir terimdir. Asal kelimesinin tersten yazılmasıyla elde edildiğini fark etmişsinizdir. Mesela İngilizce karşılığı emirp ;) Fakat lasa sayılar palindromik olamaz. Yani sayı tersten yazıldığında aynı asal sayı çıkmamalı.

11, 101, 131, 151, 313 ve 353 palindromik asal sayılardır ama lasa sayılar değildir.

Örnek Lasa Sayıları:
  • 13 -- 31
  • 17 -- 71
  • 37 -- 73
  • 79 -- 97
  • 107 -- 701
  • 113 -- 311
  • 149 -- 941
  • 157 -- 751

Bilinen en büyük lasa sayısı Ekim 2007'de Jens Kruse Andersen tarafından bulunan bu sayıdır:

{\displaystyle 10^{10006}+941992101\cdot 10^{4999}+1}

Lasa sayıları bulmak için öncelikle sayının asal olduğunu anlamanız gerekiyor. Küçük sayılar için kolay olsa da büyük sayılar için bir kontrol sistemine ihtiyacımız var. 

Asal Sayı Bulma Programı: Bu program 1'den yazdığınız sayıya kadar olan tüm asal sayıları ve kaç tane olduğunu sizin için buluyor. Örneğin; 100'e kadar 25 asal sayı vardır ve bu asallar altta listelenmiştir.

http://www.matematiktv.org/2018/01/asal-sayi-bulma-programi.html